Gücünü Çiçekten Alan Bir Kral, Doctor Watson ve Savaşçı Kadınlar (Spoiler İçerir!)

Black Panther yayınlandığı 16 şubattan 6 marta kadar $926,786,299 hasılat yapmakla kalmadı, bir yandan da Justice League'i ayağında salladı, BvS'yi tokat manyağı yaptı. Başta filme DC fanı olduğum için kendimce protesto edip gitmemiş olsam da incelemelere şöyle bir bakmış, nasıl bu kadar kazanabildiğini düşünmüştüm. Hatta çoğu sitedeki olağanüstü olduğuna dair görüşlere önyargılı yaklaşık filmin şişirildiğini sanmıştım.

Tamamen yanılmışım! Film, son zamanlarda izlediğim en güzel filmlerdendi kesinlikle. Neden olduğundan kısaca bahsetmek gerekirse...

Filmde herkes haklı. Kötü adam da kendince haklı, T'Challa da, T'Chaka da. Çoğu filmde nedensiz kötülük yapan insanlardan nefret ederim, neyse ki Black Panther bu genellemeye aykırı çıkıp karaktere savaşması için neden veriyor! Ayrıca rolünün hakkını veriyor Michael, izlerken o kadar kaptırıp gittim ki Fantastik Dörtlü'deki fiyaskoyu unutup gittim.

Tatlı mı tatlı Shuri ve T'Challa arasındaki abi kardeş ilişkisi o kadar samimi ki... Shuri, artık kral olsa da abisiyle dalga geçmekten vazgeçmiyor, T'Challa da kardeşinin bu tavrından hiç şikayetçi değil. Aralarındaki şakalar küçük de olsa gülümsetmeye yetiyor.

Shuri, sadece tatlı tatlı ortalıkta gezen bir kız değil. Elinden her iş gelen güçlü bir kadın, tıpkı ordudaki diğer kadınlar gibi amacı uğruna savaşmayı da biliyor laboratuvarında ülkesi için buluşlar yapmayı da. Attığı her adımda etrafına neşe saçıyor, gençliğin getirdiği enerji ve heyecanla da ona sempati duymadan duramıyorsunuz.

Wonder Woman'da hepimizin gönlünü fetheden savaşçı güzel kadınlar burada da varlar fakat bu sefer bir şey değişik. Wonder Woman'daki gibi etrafa savrulan parlak saçları, şık zırhları yok ama hala daha oldukça güzeller, yetenekliler ve krallarına sadıklar. Her biri usta birer savaşçı olan kadınlar aynı zamanda düşünceli de. Dünya'da olan biten kötülükleri, yardım etmeleri gerektiğini düşünerek yaşıyorlar.

Soundtrack'ten bahsetmeden olmaz! Kendrick Lamar imzası taşıyan sountrack albümü dahi insanı hem filmde hem de filmden sonra etkilemeye devam ediyor. Geleneğin ve teknolojinin harmanlandığı bu harika film için daha iyi şarkılar seçmek oldukça zor bir iş olurdu. Ryan Coogler ve ekibinin kurduğu Wakanda'nın ruhunu yansıtma özel efektlerle yapılsa da bizi orada hissettiren asıl şey şarkılar oluyor.

Filmin diğer Marvel filmlerinden farklarına gelirsek, bir kralın kahramanlarına tanık olduğumuz için politikayla daha çok iç içeyiz. Taht uğruna savaşı görüyoruz, Wakanda ya da Dünya arasında seçim yapmak zorunda kalıyoruz, El Dorado'da gün batımına tanık oluyoruz.

Filmde en çok güleceğiniz karakterse kesinlikle M'Baku olacak, özellikle 2. yarıda nerede bu Marvel'ın komiklikleri derken karşınızda onu göreceksiniz.

Tabi sadece zenciler yok filmde. Hepimizin Sherlock dizisinden tanıdığı biricik Doctor Watson'ımız bu sefer İngiliz aksanıyla konuşmuyor çünkü o bir CIA ajanı! İşini önemseyen ve Nakia için kurşunun önüne atlamayı dahi göze alan ajanımız bu filmde de kendini sevdiriyor, yaşadığı olaylara şaşkınlık içinde verdiği tepkilerle de güldürüyor.

Film aşkı da unutmuyor tabiki, T'Challa ve Nakia arasındaki bağa ve birbirleri için nelerden vazgeçebileceklerine tanık oluyor, onların saf aşkına bir kez de biz aşık oluyoruz. Nakia, insanlara yardım etmek için gönüllü olarak dışarıya savaşmaya gitmek istiyor çünkü mültecilere edilen eziyetleri, güçlü insanların ezdiği güçsüz insanları, hastalıktan ölenleri ve ırkçılık yüzünden acı çekenleri görüyor ve ellerinde bu kadar güç varken dışarıya yardım etmeyen Wakanda'dan daha iyi olabileceğini biliyor.

Hala daha izlemeyen varsa, fragman aşağıda!