top of page

Kitap Yorumu | Alacakaranlık

  • Yazarın fotoğrafı: Doğa
    Doğa
  • 11 Şub 2018
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 10 Mar 2018



ARKA KAPAK :


Üç şeyden kesinlikle emindim. Birincisi, Edward kesinlikle bir vampirdi. İkincisi, onun ne kadar güçlü olduğunu bilmediğim bu vampir yani benim kanıma susamıştı. Üçüncüsü, ona koşulsuz ve geri dönülemez biçimde aşıktım.


KİTAP KÜNYESİ :


Kitap Adı: Alacakaranlık

Özgün Adı: Twilight

Seri: Alacakaranlık #1

Yazarı: Stephenie Meyer

Çevirmeni: Hüseyin Baran

Yayınevi: Epsilon Yayınları

Sayfa Sayısı: 406

Goodreads: 3,57


KİTAP YORUMUM :


Bu seriyi duymayan yoktur diye düşünüyorum. Malum arkasından konuşanlar çok, seven çok. Bir ara bayağı da popülerdi ayrıca. Sizden bu yorumu okurken tamamen objektif bakmanızı istiyorum. Çünkü bu kitap benim için oldukça önemli. Bu seri, benim okuduğum ilk fantastik kitap serisi. Ben de çoğu kişi gibi, filmler ile başlamıştım. Daha önce belirttiğim gibi eğer filmini beğendiysem kitabını da mutlaka okurum. Alacakaranlık, Alacakaranlık diyorum ama. Peki nedir bu Alacakaranlık? Öyleyse haydi başlayalım!


Bella, Phoenix'ten Forks'a gelirken


2005 yılında yayınlanan Alacakaranlık, o andan itibaren dikkatleri üzerine çekmekte. Kitap, vampir Edward ve insan olan Bella'nın aşkını anlatmakta. Biliyorum, klişe! Fakat okuduğunuz zaman sizi içine çeken bir aurası var.


Bazı insanların aksine, sadece yazılmış olması için yazıldığını düşünmüyorum. Öyle olsaydı bu kadar popüler olmazdı, seveni çok olmazdı. İçinde her kitapta olduğu gibi bir emek var. O yüzden insanların ne olursa olsa saygılı olması gerektiğini düşünüyorum bu konuda.


Kitap oldukça akıcı. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan sayfaları çeviriveriyorsunuz. Konu aslında oldukça ilgi çekici. Nasıl olur da aşık olurlar, Edward'ın böyle davranmasının sebebi ne vs. diye diye ilerliyorsunuz. Olayları oturttuktan sonra bir bakıyorsunuz işin içine bir de aksiyon girmiş! (Sanki bir vampir ile çıkmak normalmiş gibi).


Edward ve Bella, çayırdayken


Cullen ailesi çok sempatik geliyor. İçten içe siz de onlardan biri olmak istiyor, hayal kuruyorsunuz. Kabul ediyorum, Bella'nın hareketleri ara sıra bana da çok gıcık geliyor. Fakat bu, kitabın bütünüyle iyi bir fantastik kitap olduğunu değiştirmiyor. Evet, genç kızlara hitap ediyor. Evet, fantastik olduğu kadar da bir aşk romanı. O yüzden okumadan önce kendinizi yüzlerce sayfa romantizme hazırlasanız iyi olur. Böyle dediğime bakmayın. Sanmayın ki her sayfasından vıcık vıcık romantizm akıyor. Sadece çoğu fantastik kitaba göre daha fazla o kadar. Şahsen beni rahatsız edecek seviyede değildi.


Ben kitabı ilk okuduğumda gece elimden bırakamamıştım. Bitirene kadar da uyumamıştım. Sabah 5'ti saat, iyi hatırlıyorum. Bir 5. sınıf çocuğu için oldukça geç bir saat. Okuma alışkanlığımı çok erken yaşta kazandım, bu yüzden bir oturuşta bitirmek çok da zor değildi. Özlediğim tek şey, bir kitabı okurken ki ilk his. Keşke yıllar öncesine dönüp o duyguyu tekrar hissedebilsem.


Edward, Bella'yı araba kazasından kurtarırken


Kitap, edebi açıdan da düzgün bir eser. Yazım yanlışları oldukça az, söz sanatları yerinde kullanılmış. İçinde sizi güldürecek veya etkileyecek bir sürü söz bulabilirsiniz. Özellikle önsözde bayağı derin anlamlı cümleler bulunmakta.


Eğer fantastik, bir o kadar da imkansız aşklar içeren kitapları okumayı seviyorsanız, bu kitap tam size göre! Piyasada bunun gibi bir sürü kitap olsa da, bu dereceyi yakalayan çok az eser var. Bana kalırsa, eğer merak ediyorsanız kimseyi takmayın. Alın okuyun. Kimsenin yermesine veya göklere çıkarmasına bakmayın. Çünkü zevkler ve renkler tartışılmaz.


Edward ve Bella, kafeteryada göz göze gelirken



❤ ALACAKARANLIK'TAN ALINTILAR ❤


  • Elbette güzel bir ölüm biçimiydi bu; bir başkasının yerine ölecektim. Sevdiğim birinin yerine. Hatta soylu bir ölümdü. Bir anlam ifade ediyordu. (sayfa 7)


  • Hayat size beklentilerinizin çok ötesinde bir düş sunduğunda, sona geldiğinizde üzüntü duymanız mantıklı değildir." (sayfa 7)

  • "Sana kimse söylemedi mi? Hayat adil değil." (sayfa 47)


  • "Biraz daha anlatsana," dedim umutsuzca. Ne anlattığının bir önemi yoktu, sadece sesini duymak istiyordum. (sayfa 160)


  • "Ve aslan kuzuya aşık olur." diye mırıldandı. Bu sözü duyunca irkilerek gözlerimi ondan kaçırdım. "Ne aptal bir kuzuymuş," dedim içimi çekerek. "Ne hasta ve mazoşist bir aslanmış." (sayfa 226)


  • "Sen dünyaya nasıl geldin? Evrim? Yaradılış? Biz de diğer türler gibi evrim geçirmiş olamaz mıyız? Avcıyla av? Ya da dünyanın kendi kendine var olduğuna inanmasan bile bunu kabul etmek benim için de zor, narin melekbalığı ile köpekbalığını, yavru fok balığı ile katil balinayı yan yana yaratan güç bu iki türü de birlikte yaratmış olamaz mı?" (sayfa 253)


  • "Ben seninle ne yapacağım?" diye söylendi. "Dün seni öptüm, bana saldırdın! Bugün bayıldın!" (sayfa 263)


  • ''Bazı şeyler kesindir; örneğin havanın durumu. Ama insanlar daha zordur. Ben sadece onları bir şeyin peşindeyken görürüm. Fikirlerini değiştirdiklerinde, ne kadar küçük olursa olsun, yeni bir karar verdiklerinde bütün gelecek değişir.'' (sayfa 357)


  • "Bella, Bella, hayır, yo lütfen hayır, hayır!" Melek hıçkırıklara boğulmuştu. Meleklerin ağlamaması gerekiyordu. (sayfa 370)



KİTAP DEĞERLENDİRMEM :


Alacakaranlık, serinin diğer kitaplarına göre daha akıcı. Bir solukta okuyuveriyorsunuz. Sizi kendi dünyasında çekiyor. Devamını merak ediyorsunuz. Her ne kadar "ergen kitabı" denilse de piyasadaki en iyi vampir kitaplarından birisi. O yüzden değerlendirmem şu şekilde olacaktır:




Comments


Teşekkürler! Mesajınız iletilmiştir.

Yazılarımdan haberdar olun!

© 2023 by The Book Lover. Proudly created with Wix.com

bottom of page