top of page

Kitap Yorumu | Kumandanın Âşığı

  • Yazarın fotoğrafı: Doğa
    Doğa
  • 10 Mar 2018
  • 5 dakikada okunur


ARKA KAPAK :


Aşk için neleri göze alabilirsiniz?

1939 yazı. On dokuz yaşındaki Yahudi Emma Bau'nun hayatı Nazilerin Polonya'yı işgal etmesiyle bir gecede altüst olur. Üniversite kütüphanesindeki işinden ayrılmak zorunda kalır ve altı haftadır evli olduğu kocası Jacob direniş örgütüne katılmak için kaçar. Gettodaki ailesinin yanına giden Emma direniş örgütü tarafından gettodan çıkarılır ve sahte bir kimlikle kocasının teyzesinin yanında yaşamaya başlar. Anna Lipowski adında bir Hıristiyan olarak hayatını devam ettirmeye çalışan Emma'nın yaşamı, Nazi komutanı Richwalder'le tanıştığında daha da tehlikeli bir hal alır. Emma'dan etkilenen kumandan ondan sekreteri olmasını ister. Nazi üssünde çalışmaya başlayan Emma'dan direniş için bilgi toplaması istenir, genç kadın da bunun için her şeyi yapmaya hazırdır. Ama bu görevin evliliğini ve hayatını riske atacağının henüz farkında değildir. Emma, ailesinin, kocasının ve halkının hayatını tehdit eden bu adama âşık olmaya başladığını fark ettiğinde ise iş işten geçmiş olacaktır.


KİTAP KÜNYESİ :


Kitap Adı: Kumandanın Âşığı

Özgün Adı: The Kommandant's Girl

Seri: Kumandanın Âşığı #1

Yazarı: Pam Jenoff

Çevirmeni: Enver Günsel

Yayınevi: Pegasus Yayınları

Sayfa Sayısı: 384

Goodreads: 3,95


KİTAP YORUMUM :


Kumandanın Âşığı, İkinci Dünya Savaşı sırasında geçen tarihsel bir aşk romanı. Bir Polonyalı Yahudi olan Emma'nın, Nazi kumandanına aşık olmasını anlatıyor. Şahsen tarihsel aşk romanlarını ve II. Dünya Savaşı'nı seviyorum, ilgimi çekiyor. Bu yüzden kitabı büyük umutlarla aldım. Umudumun boşa çıkmadığına çok sevindim.


Kitabı elinize aldığınız ve incelediğiniz andan itibaren eserin aurası sizi kuşatıyor. Bir an önce okumak, elinizde bulunan yeni dünyayı keşfetmek istiyorsunuz. Kitabın kapağı oldukça cüretkar (en azından yaşadığımız ülkeye göre). Bu yüzden oldukça ilgi çekici. Eserin anlattığı birkaç bölüme de çok uygun.


Kitabın ilginç bir düzeni var. İlk okuduğunuzda hikayenin oradan başladığını zannediyorsunuz ama hayır. Bir geriye dönüş ile hikaye önünüze seriliyor. İlk anlatılan bölüme gelinince de hikaye kaldığı yerden devam ediyor.


*Not : Spoiler alarmı!


Hikayenin başlangıcı oldukça ilgi çekici. Durumu pek de iyi olmayan Yahudi bir aileden gelen Emma, zengin bir ailenin çocuğu olan Jacob'a aşık olur ve evlenmeye karar verirler. Aynı zamanda savaş, ana vatanları Polonya'yı vurmuştur. Direniş örgütünün bir parçası olan Jacob, Emma'yı birtakım öğütlerle geride bırakarak savaşmaya gider.


Zavallı Emma, anne-babasının yanına gider fakat tüm binayı bomboş bulur. Saklamayı başarmış bir çocuktan herkesin Nazi toplama kampına götürüldüğünü öğrenir. Başka bir seçeneği olmayan Emma, onların yanına gitmekte bulur çareyi. Jacob ve kampın içindeki gizli direniş örgütleri onu oradan çıkarmayı başarır ve Jacob'ın yengesinin yanına yerleştirir. Yengesi de direniş örgütünün kısmen bir parçasıdır. Hayatta kalmak ve bilgi almak için gerek Nazilerle gerek yöneticilerle içli dışlı olan bu kadın onu evine alır.


Emma, artık yeni adıyla Anna, Herr Kumandan ile bu şekilde tanışmış olur. Güçlü, karizmatik, yetenekli, son derece yakışıklı bu kumandan ilk görüşte Anna'dan etkilenmiştir. Direniş örgütünün de bilgi almak amacı ile Anna'yı Nazi kumandanın ilk önce iş yerine, sonra da koynuna sokması da işleri bir hayli karıştırır. Anna'nın fark etmediği tek şey, kumandanın ona aşık olduğu gibi onun da kumandana aşık olacağıdır.


*


Okumadan önce araştırmamı yaparken bu kitaptan hoşlanmayan bayağı bir insanın olduğunu gördüm. Kitabın sıkıcı olduğunu söyleyen vardı. Şahsen kitabı bir günde bitirdim, sıkıcı olduğunu hiç düşünmüyorum aksine oldukça sürükleyiciydi. Üslubunu beğenmeyen vardı. Açıkçası üslubunda bir hata görmedim, kahraman bakış açısı ile yazılan bu kitap oldukça samimiydi ve Anna'nın bakış açısından yazılması kitabı anlamayı kolaylaştırıyor, karakter ile bir bütün oluyorsunuz.


Kitaba ahlaki açıdan yaklaşan vardı. Bir kitabı ahlaken değerlendirmenin ve insanlara öyle bir izlenim bırakmayı doğru bulmuyorum. Sonuçta gerçekte olan bir şey değil ve birinin ahlakı sadece bir aşk kitabı ile bozulacak durumdaysa zaten sağlam bir ahlaka sahip değildir. Evet Emma'nın kocasını aldatması gerçekten kötü bir durum ama eserde ortaya çıkarılan olay bundan çok daha fazlası. Resmin yalnızca o kısmını görüp büyük resmi görmeyi reddetmek sadece bu kitaba değil, her kitaba haksızlık olur diye düşünüyorum.


Kitap akıcılık ve anlatım açısından gerçekten güzel. Konusu da ilginizi çektiyse okumanızı tavsiye ederim. Ben çok beğendim. Sonu oldukça duygusaldı. Bazı yerlerde nefesimi tutup hızlıca okudum. Heyecan ve gerilim yaratmayı başarabilmiş bir kitap ve ben böyle bir kitaba başarılı damgasını vurmadan geçemem. Kumandanın Âşığı, daha büyük bir kitle tarafından okunmayı hak ediyor.



❤ KUMANDANIN ÂŞIĞI'NDAN ALINTILAR ❤


  • Birinci Dünya Savaşı gazilerinden yaşlı Pan Klopowitz bir başka müşteriye, "Polonya ordusu korur bizi, merak etmeyin," dedi. Ama ben gerçeği biliyordum. Çoğunluğu atlı süvari ve piyade olan Polonya ordusu Alman tankları ve makineli tüfekler, karşısında çok zayıf kalacaktı. (sayfa 19)


  • "Keşke benim güvenliğimle biraz daha az, kendi güvenliğiyleyse biraz daha çok ilgilenseydi," dedim ve sonra da bu kadar inatçı bir ifadeyle konuştuğuma kendim de şaşırdım. (sayfa 43)


  • Ama hayır, o bir kahraman olamaz, diyorum içimden, o bir Nazi. (sayfa 77)


  • Fakat Ludwig, Kumandan'ı övmeye devam ediyor. "Kumandan son olarak Sachsenhausen'i olağanüstü bir şekilde yöneterek de Reich'a hizmet etti." (sayfa 82)


  • Meydanın diğer ucuna kadar kendimi tutuyor ama orada bir yerde durup ağlamaya başlıyorum. Gettodan kaçtığım gece yataklarında uyumaları geliyor gözümün önüne. Kendi kendime, onları asla terk etmemeliydim, diyorum. Annem hasta yatıyor ve Almanlar onları da kampa götürebilirler. Yapabileceğim hiçbir şey yok ve direniş örgütü de onlara yardım etmek istemiyor. Kendi ailelerimize bile yardım edemedikten sonra bu casus oyunlarını oynamamızın yararı nedir? (sayfa 137)


  • Sesimin titremesine engel olamıyor ve, "Günaydın Herr Kumandan," diyorum. (sayfa 211)


  • "Anna," diyerek ellerimden birini tutuyor. "Seni incittiysem özür dilerim. Senden başkasını istemiyorum ben." O kadar şaşkınım ki elimi bile geri çekemiyorum. "Anna, benimle gel," diye devam ediyor. "Bu gece benimle kal. Lütfen." (sayfa 232)


  • Zaten ondan ayrılmaya kalksam bile bunu nasıl yapacağım ki? İnsan önemli bir Nazi'den, hele de Kumandan'dan kolay kolay ayrılamaz ve sevgi dolu bakışlarından onun da benden ayrılmayı aklına bile getirmediğini anlıyorum. (sayfa 264)


  • Kaşlarını kaldırdı ve, "Bir şey mi var Anna?" diye sordu. Ona, evet, Yahudiler için bir esir kampı yönetiyorsun, demek istiyorum. Annemle babamı gettoda hapiste tutuyorsun. Karının babasının öldürülmesine izin verdin, fırsat bulsan Jacob'u da öldüreceksin. Korkunç Gestapo'n evimize geldi ve şimdi Łukasz'ı bir yerlere göndermek zorunda kalacağız. Daha sayayım mı? (sayfa 292)


  • "Anna," derken çenemi tutup başımı kaldırıyor ve gözlerimin içine bakıyor. "Bana Georg de." (sayfa 332)


  • Elimi sıkıyor ve, "Özür dilerim, seni seviyorum," diye fısıldıyor. "Seni asla incitemezdim." (sayfa 366)


  • Üzerine kapanıyor, alnımı onun alnına koyarak, "Hayır!" diye bağırıyorum. Orada donmuş gibi, yanağımda sıcak bir nefes duyma umuduyla öylece kalıyorum. (sayfa 366)


  • Onların her birini, farklı şekilde de olsa, hayatımın sonuna kadar anacağım. Birden Kumandan'ın yüzü geliyor gözlerimin önüne ve durup içimi çekiyorum. Kendi kendime yüksek sesle, "Yapma!" diyorum ama bunun hiçbir yararı olmayacağını da biliyorum. Zihnimdeki yüz, Wawel'deki yüksek makamından şehri acımasızca ya da köprüde göğsüme silah doğrultan Nazi'nin yüzü değil. Hayır, o yok artık. Ben şimdi Krysia'nın yemek davetine gelen, gözleriyle beni esir alan ve bir daha bırakmayan, vücudumda hiç kimsenin bulmadığı yerlere dokunan ve sonrasında uyurken bana sarılan adamın yüzünü hayal ediyorum. (sayfa 381)



KİTAP DEĞERLENDİRMEM :


Kumandanın Âşığı, oldukça güzel bir tarihsel romantik kitap. Olayların işlenişi, karakterin gerçekçiliği ve yavaştan alınması, duygularının mükemmel aktarılışı çok ilgi çekiciydi. Kitabı çok beğendim. Sürükleyici bir kitap. Sonu gerçekten ama gerçekten duygusaldı. Bazı yerlerde ağlattı. Bu yüzden değerlendirmem şu şekilde olacaktır :



Comentarios


Teşekkürler! Mesajınız iletilmiştir.

Yazılarımdan haberdar olun!

© 2023 by The Book Lover. Proudly created with Wix.com

bottom of page